03 Nisan 2009

göçebe haller...


Bu aralar göçebe yaşıyoruz ne hikmetse(blog değiştirmekle alakalı diyelim biz yine de buna)..burdan da ayrılma vakti gelirse...bilmiyorum, kimbilir!..

Kendimce haklı sebeplerim var, emin olun...

Yaşadığımız şu dünya; nasılsa o da bir konaklama yeri değil mi !...alışmalı bazı şeylere...nice insanlar konaklayıp, göçtü bu dünyadan...öyle çok da bağlanmamalı senin olana(benim dediğin şeylere)...zaten senin de değil ki; şu can, şu mal, şu hayat, şu dünya, şu bahar, şu yaz, şu gelip geçen ömür...şu....

Bunları neden mi söylüyorum, çünkü bunları bazen kendimize bile anlatmaya korkuyoruz, itiraf edemiyoruz..hele bu günlerde daha bir ürker olduk herşeyden. Nihayet bahar geldi diye sevinirken, kendimizi o baharın ahengine, o alaca renklerin cümbüşüne kaptırmış gidiyorken; yüreğimizin bir yerlerinde çöreklenen buzların olduğunun farkına bile varamadık...bazı şeylerin illa ki bizi kendimize getirmesi mi gerekiyordu.

Baharın ortasında üşümemiz mi gerekiyordu.

Evet, "üşüyorum" diyordu değerli başkan, gönül insanı...bu vatan topraklarının yetiştirdiği temiz yürekli insan;...Muhsin Yazıcıoğlu..(Rabbim, kabrini nur, mekanını cennet eylesin inşaAllah...)


"beton çok soğuk üşüyorum!..."


Ama kalbi ruhu cayır cayır yanıyordu eminim. O bambaşka bir şey sanırım; "hissetmek!" derinlerde...taa derinlerde...derin bir yerlerde...

Yüreği güzel insanların da bu alemde yaşadığının farkına varmak için, bu dünyada "adam gibi adam"ların da olabileceğini anlamak için ille de birilerinin yüreklerinin üşümesi mi gerekiyordu. Dosdoğru, düz yürüyen insanların; kalbi imanla, aşkla şevkle yanan, yüreği insan sevgisiyle dolu olan, dürüstçe, hesapsızca insanca(adam gibi..) yaşayan birilerinin olduğunun farkına varmak için, ille de birilerinin canlarının yanmasımı gerekiyordu...

Bir işaret mi bekliyorduk, bir iz mi?..

Kendimize gelebilmek için, ne bekliyorduk!
Ne bekliyoruz!

Neyi?

Bir musibet mi?..


"bir musibet bin nasihatten hayırlıdır" dediğimiz hallerde bile kılımızı kıpırdatmadan oturabiliyoruz.. nedir bu kendimizi bilmez haller!...unuttuğumuz nedir? unutturulanlar nedir bize?

Hiç mi bir şey yok!..

Bir özeleştiri yapalım şöyle;

İçimizin aynasına bakalım mesela. Bir yerlerde unuttuğumuz bir şeyler var da biz mi farkına varamıyoruz; mesela "vicdan" gibi... "dürüstlük" gibi..."inanç" gibi..."samimiyet " gibi ..."merhamet" gibi....


iyice bir bakalım şöyle etrafımıza; işimize, içimize, kalbimize..

Unuttuğumuzu da mı unuttuk yoksa!..... Musibetler de kâr etmiyor artık şu kararan kaplerimize, karanlıklara düşmüş tortulaşmış yüreklerimize....


Evet, üşüyoruz. hem de çok üşüyoruz...Bahara aldanmış göçmen kuşlar gibi üşüyoruz....yaz ortasında dallarına ayaz vurmuş çiçekler gibi...öksüz, yetim bırakılmış bir yüreğin, küçücük birçocuğun, küçücük bir kalbin üşümesi gibi üşüyoruz!.....

Üşümek dedim de, üşümek güzel şey!..
Yanmanın hazzını duyabilmek için, üşümeliyiz elbet...

Üşümeliyiz!;...kendimize, kendi ettiklerimize...
Üşümeliyiz!...yaptıklarımıza, yapamadıklarımıza..
Üşümeliyiz!...zikirsizliğimize, fikirsizliğimize, şükürsüzlüğümüze...
Üşümeleyiz !....günahlara düşmüş, nefsimize tutsak olmuş kalplerimize...
Üşümeliyiz!...kelepçelenmiş ruhumuza...susturulmuş umutlarımıza,
umduklarımıza, uy(u)duklarımıza..

Unuttuklarımıza...

Üşümeli elbet...üşümeli!...

Çokca üşümeli!...ta ki içimizdeki yangınlara düşene dek; yangın yeri olana dek yüreğimiz..kalbimiz...

Üşümeli!...

Hem de çook...iliklerimize dek...ilmek ilmek olana dek kelimelerimiz...gözyaşlarımız gönle damla damla süzülene dek...yüreğimizi avuçlarımıza bırakana dek....kaybolana dek bir yerlerde...

Üşümeli...

Derin bir yerlerde ta baharı hissedene dek...

Hem bahara açılacaksa eğer tüm kapılar, üşümekten kim usanır ki....




...
derin








2 yorum:

kelebek-z dedi ki...

Yeni sayfanız hayırlı olsun..Bu yer değişikliğinde de muhakkak vardır bir hayr..

Yine kelimeliriniz almış başını gitmiş, güzel bir yol bulup kendisine..Biz de okurken birlikte sürüklendik gittik...
Rabbim kusurlu hallerimizi düzeltsin inş.
dua ve muhabbetlerimle...

nadarû dedi ki...

dediğim gibi bu aralar ne hikmetse bir yerlerde tutturamadık gitti..hayırlısı olsun artık, ne diyelim..
evet, öyle oldu biraz,kelimeler alıp başını giderken, beni de sürüklediler farkında olmadan...teşekkür ederim ayrıca hoş nazarlarınız için...
Rabbim bütün hallerimizi en güzele çevirir inş...(duanızla birlikte amin!)
hoş kalın..hoşluklarla kalın daim...
selam ile...