30 Aralık 2009

oyun mu sandın!...oynayıp duruyorsun "zaman"la!...


Zaman...
b/akıp geçer..bazen de yakıp...
Alemin en kabadayı çocuğu...
Tutkulu bir sabıkalı...
Hırçın bir sağanak...
Asi bir rüzgar;
eser..estirir...tutuklar..tutuklatır...tutuklu bırakır...tuttuğunu koparır...
Susmayanı...
susturur!...
Susalım o halde....
Söz savunmanın!
...





Foto/Melike Lale Ertokatlı

23 Aralık 2009

...nokta; bu dünyanın hem hâkimi, hem mahkûmu...



"Küçücük bir noktadan bile küçük olduğumu farkedince varlık ırmağının üzerinde,
büyük hiç bir şey kalmıyor geriye.
Ve bir nokta kadar küçülecek denli uzaktan baktığımda yaşama,
hiç birşey can acıtmıyor...."


...Nazan Bekiroğlu...

z/amansız zamanlamalar...


 ...
Hani geçmiyor değil aklımdan 
çekip gitsem diyorum
“gitmek!”
Hemen şurası!
...


 Hüseyin Akın



Foto/Faruk Demirbaş

17 Aralık 2009

aşk yanmak(mı)dır...



Aşıklar güneş doğarken gözyaşı dökerler..Sabır, tevekkül ve teslimiyet içinde...Sabır, kavuşamamanın verdiği acı için...Tevekkül, sevgilinin verdiği acılara karşı...Teslimiyet, "Ben seninim" diyen duyguların verdiği hal...Yanaklardan damla damla süzülen yaşlar, kavrulan ruha serinlik verir...
Sonra dua...Eller sevgiliye açılır kavuşmak için...
Zaman çarkının hızı kesilir...
Sessiz bir dinleyişe geçer kainat...
Sessiz bir yalvarışa şahit olur güneş...

Aşkı tarif etmek çok zor...
Çünkü aşk kimini veli eder...
Kimini de deli....

Murat Başaran(Sevmek ölmekle başlar)
foto/İbrahim Güngör
***

Küçük bir hatrılatma babında; tarafınızdan bir aşinalık olabilir bu yazıya , neden derseniz, çünkü daha önceki blog  yazılarımızdan derlenip eklenmiştir...devamı gelebilir:)
(b)ilginize:)

14 Aralık 2009

var mı "bilmemek" gibisi...

Bilenler bilmeyenlere anlatsın!
Yok daha neler! Bazen herkesin  herşeyi bildiğini farkettiğimde çok da fazla bir şey kaybetmediğimin farkına varıyorum  "bilmemek" gibisi de yokmuş diyerek avunuyor, çokca  şükrediyorum.


Misal;ne demiş felsefenin babası(Socrates);  " Tek bildiğim şey,  hiç bir şey bilmediğimdir.”  
Bilmemek güzel şey demek ki.  Biliyorum dediğiniz anda  hayret makamınız çökmüş demektir.  Ve bir anda her şey tepe taklak. 


Bilmemenin sınırı yok, bilginin de.  Ortada bilenler çok, bilmişler de.  "Bilmek" var  "bilmişlik" var; karıştırılıyor çoğu zaman.  Sınırı zorlayanlar da cabası.  Bilmediğini bilmeyenler ve bilmediğini kabul etmek istmeyenler,  hiç bir şey bilmeyenlerden daha da zor yola geliyor.


Yolda gezinenler ise cehalet kumkuması. Acınası durumlar hepsi.  Güzel sıfatlar verilmiş böylelerine; ben diyeyim  bunlara "çokbilmiş", siz deyin "ukala".   Her ne  derseniz deyin ama bilememenin  tadını da hiç bir şey vermiyor hani:)


Ha, bana sormayın ben bilmiyorum, O biliyor...Bilen varsa da  biri bana anlatsın:)
Ne demişler, bilmiyorum, öyleyse varım :)
Çok şükür...




09 Aralık 2009

mavi uçurtma(m)...


...
Takılmış kanadı kuşun; göğün dallarına
kimseler görmüyor...

Herşey alacakaranlık, herkes susmuş...

Maviler içinde "mavi"yi kaybettim;
kimseler  bilmiyor...

Göğe asılı bir uçurtma  hâlâ orda...
beni bekliyor...
...


.n.n.


Fotoğraf/Süperhoca(deviantart)

07 Aralık 2009

bir damla hüzündü gönlüme düşen...



...
Saklı duran bir sevdaydın
bahar nakışlı dallarda ..
Sen mi yenildin bilmem,
yoksa ben mi hazana...
Bir rüzgar esti sonra....
Savrulduk...
Sen bir yana...
Ben bir yana...
...

 .n.nur.

***


 Fotoğraf/KELEBEK(Zeyyal)a aittir...
kalbi teşekkürlerimle birlikte  Sevgili Kelebeğe ithaf olunur :)