31 Mart 2010

Bu amcamız neden gülümsüyor:)



Efendim, bugün de fotoğraf bizden yorumlar sizden olsun:)
O değerli satırlarınızı bekliyoruz:)

Aklınıza ilk gelen cümleyi yazarsanız sevinirim:)
Ha bu arada sigarayı da görmezden gelelim lütfen...ah amcam ah:)

ilk yorum da benden olsun hadi:)
yorum(1)-sigara sağlığa zararlıdır:))


****

Foto/Ozan Veranyurt

29 Mart 2010

pardon, sizin uzun ve dalgın yürüyüşleriniz var, benim de sağnak yağmurlarım, birlikte ıslanalım mı?...

yağmur yağıyoorr  seller akıyoorr...arap kızı camdan bakıyoorr...(sonunda itiraf ediyorum, o arap kızı benim evet;)

***
böyle başlardı yağmurlar..böyle başlardı oyun delisi gülücükler...
zaman geçti....yağmurlar yağdı bardaktan boşanırcasına....her yağmurda  ıslandık yine sırılsıklam... yüreğimizin çeperlerine damlalar çöreklendi...biz ise başka mevsimlerin telaşlarında....
her yağmurda güneş bir kez daha  ıskalayıp geçti yüreğimizi....

hangimiz, yağmur damlaları  tıklatırken camlarımızı; bu tekerlemeyi söylemedik ki...hangimiz, ıslanmadık gökkuşağının renklerinde; çocukca hayaller kurarken saf ve temiz....

yine yağıyor yağmur....yine ıslandı hayallerimiz...
dalların arasında titreyen  güneşin ölgün yüzü....
ah kalbim...
sen ve ben iki yorgun serseri....
gün solgun...
çiçekler kurumaya yüz tutmuş...
ikindi ayazlarına sarkan yalın düşler....sen ve  ben...
uğultulu sevdalara talip...
secdeler yine durağan....

*****
şimdi ıslanmak mı istiyorsun
yine ıslan...
şimdi yanmak mı istiyorsun
yan  yanabildiğince yine..
renkler avucunda...
avucunda seyreyle yağmuru ve hüznü...

*****
gökyüzüne b/ak...

gökten üç renk düştü bahtına...
biri gül kurusu...
biri hasret sarısı...
diğeri de aşkın en durusu....
aşk mı dedin...
ah aşk...
aşk ve yağmur....
yağmur ve aşk...
yine yağmur...
yine yağmur...
yağmur yağıyoorr...
seller akıyoorr..
arap kızı ağlamaklı...

*****
hayat devam ediyor...
yağmur da öyle....
ıslanıyorum...
...
...
...
pardon
sizin uzun ve dalgın yürüyüşleriniz var,
benim de sağnak yağmurlarım
birlikte ıslanalım mı....


****************


bugün herşey yağmurda ıslandı...kelimeler...harfler...noktalar...virgüller...
imla kuralları  yok bugün...büyük harfler..küçük harfler diye bir şey yok...hepsini azat ettim
bugün de böyle olsun hem ne çıkar...yağmurun hatırı var...bi de üç noktanın...
üç nokta(ları)m benim...ah siz de olmasanız....

*******

"fotoğraf/ gökhan görmüş...
başlık/ gökhan özcan...
yazan ve yöneten:) nameinur
oynayanlar/ arap kızı...yağmur...şemsiyesiz pencere önü kuşları...
seyre dalanlar/ yağmur kaçakları..."





Gripin - "Durma Yağmur Durma"
Yükleyen musicplay. - Öne çıkan müzik videolarını izleyin.

26 Mart 2010

Bazen...



 
Yıldızları süpürürsün...farkında olmadan, 
Güneş kucağındadır, bilemezsin!
Bir çocuk gözlerine bakar,
arkan dönüktür...
 

William Shakespeare

***

20 Mart 2010

Bahar çarpması:)


Çiçek yüzlü bir bahar...
öylece duruyor orda...
Bakışları masum mu masum!
Göz kırpıyor arada;
 oralı olmuyorum!

***
İçimden de bir ses,
hiç durmamacasına
beni sana çağırıyor;
çalı çırpıyı bırakıp,
koşa koşa geliyorum!

***

Gözlerin ışıl ışıl!
Bakışların rengarenk...
Kucağında umut tohumları...
Ellerin sımsıcak...
Ya  o gamzeli gülüşün!
Ah...

***
Anladım ki,
seni hâlâ, seviyorum...




foto/baharın gülen gözleri


***
Bahar gelmiş ne çıkar; yüreğim hâlâ, bak, "har!" diyenlere ithaf olunur:)

 

18 Mart 2010

403 NİZAMİ...






(Seyyid Çavuş)





(Gönüllü Bombacı)























Çanakkale'de Şahlananlar..



1915'te şahlanan Çanakkale ruhu, yediden yetmişe bütün milletimizi ayağa kaldırmıştı.
Müderris Emin Efendi de bu şahlanışın şahitlerinden biridir.
 Ders vereceği fakülteye geldi.Dershaneye girdi, ama sınıf bomboştu.
Şaşırmış bir halde etrafına bakınırken, gözüne kara tahtadaki yazı ilişti.
Bir hamlede  okuduğu yazı şöyleydi:

"Muhterem Hocam !
Ayasofya Camii'ndeki hutbeleriniz ve dershanedeki derslerinizden, Çanakkale'de milletimizin namusunun direnmesi gerektiğine inandığımız için gidiyoruz.
Yüreğiniz rahat olsun.
Orada, milletimizin namusu olan Çanakkale' de sizin talebeleriniz,
bir gönüllü  birliği oluşturarak ve tek bir yürek gibi hareket ederek, sömürgecilerin karşısına çıkacak !
Dualarınız üstümüzden eksik olmasın.
Hakkınızı ve emeklerinizi helal ediniz lütfen !
bütün çocuklarınız adına,
                       403 NİZAMİ.
İşte o an,
Müderris Emin Efendi'nin, gözlerindan yaşlar süzülmeye başladı ve hıçkıra hıçkıra ağladı ağladı....
ve sonra dudaklarından şu cümleler döküldü:
"Teşekkür ederim, oğullarım benim, has çocuklarım ! Şimdi asıl siz haklarınızı helal edin bana.. Çünkü benden büyüksünüz artık, çook büyüksünüz !....."

(Çanakkale'nin Kahraman Mekteplileri, İsmail Çolak,s.89-90)

*************
İstanbul Vefa Lisesi'nin Fransızca öğretmeni, Ahmet Rıfkı Bey'in öğrencilerinin öğretmenlerine sitem dolu sözleri....İstanbul Galatasaray Lisesi öğrencilerinin hepsinin gönüllü olarak askerlik şubelerine akın etmeleri...ve daha binlerce kahraman mektepliler..

ve bu kahraman mektepliler cepheye gönüllü olararak koştuklarında, yaşları heniz 17-22 arasındaydı..özellikle  de İstanbul Erkek lisesi öğrencileri, Çanakkaleden dönemedikleri için, okul 1915-1916'da  mezun veremez duruma düşmüştür.. 
                         
Bu gencecik Mehmetler, cephe gerisinde verilen görevleri kabul etmeyerek, göğüs ğöğüse çarpışmayı yeğlemişlerdir.
19 Mayıs Taarruzunda bu gençlerin binlercesi şehit düşmüştür..


**********
               
Ve Seyit Onbaşı..Cideli Mehmet Çavuş..Silifkeli Mehmet Çavuş.. Kınalı Ali..ve daha nice adsız kahraman...hepsi ayrı bir hikaye..hepsi ayrı bir kahramanlık öyküsü..

**********

ve daha nice hüzün dolu Çanakkaleye dair hikayeler var okuduğum Vehbi Vakkasoğlu'nun "Çanakkalede Şahlananlar" adlı kitabında..ve inanın okurken gözyaşlarnıza hakim olamıyor, kitabı okumakta zorluk çekiyorsunuz..okumayanlara şiddetle tavsiye ediyorum bu kitabı..
Aslında ne söylense ne yazılsa da az gelir..bu kalpleri inançla çarpan ..Çanakkale'de büyük destanlar yaratan  kahramanların öyküsünü anlatmaya...
O günkü o ruhu, o inancı  taşıyabilmek çok zor bugünün şartlarında belki  ama..eğer kalpte o imanı taşıyorsan..o inancı taşıyorsan aşılamayacak hiç bir zorluk yenemeyecek hiç bir kuvvet olamaz diye düşünüyorum....
Ve Çanakkele Zaferi'nin manevi kahramanı Mehmet Akif...
Zaferin kazanıldığı gün gözü yaşlı şairimiz hem ağladı hem yazdı. Islak sayfalar, işlek bir kalemle nurlanıyordu. Sabaha karşı, islamın şairi, imanın zaferine en muheteşem abideyi dikmiş bulunuyordu.

Böyle bir şiir geçilebilir mi?...

Bu şiir geçilemezdi ! Tıpkı Çanakkalenin geçilemediği gibi..Çünkü Mehmet akif Çanakkale Destanı'nın sadece şairi değil ! Gözü yaşlı bir sevdalısıdır..İşte bu sebeple Mehmet Akif Çanakkale'nin  manevi kahramanlarından sayılır..
"Akif'siz Çanakkale noksan, Çanakkale'siz Akif eksik kalır."diyor Vehbi Vakkasoğlu kitabında...
ve Mehmet Akif'in işte o kaleminden nur damlayan abideleşmiş satırları:
                                                          ...

Şühedâ gövdesi, baksana, dağlar, taşlar...
O, rükû olmasa dünyâda eğilmez başlar,

Vurulup tertemiz alnından uzanmış yatıyor;
Bir hilal uğruna, yâ Rab, ne Güneşler batıyor!

Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş, asker!..
Gökten ecdâd inerek öpse o pâk alnı değer.

Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor Tevhîd'i...
Bedr'in arslanları ancak, bu kadar şanlı idi...

Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın?
"Gömelim gel seni târîhe!" desem, sığmazsın.
...

"Çanakkale Geçilmez" dedirten ve  Çanakkale'de bir tarih yazan bütün adsız kahramanlarımızın  ruhları şad olsun !
Rabbim kabirlerini nur bahçesine çevirsin inşaAllah..
Bu millet size çok şey borçludur...
Dualarımız bugün hep sizlere! Dualarımız bugün o sizin iman dolu yüreklerinize !
Bugün bütün Fatihalar ,Yasinler sizlere !
kabul olması duasıyla...
Nur olun !..Nur içinde yatın!..

*******
                                      
                                                





16 Mart 2010

Bugün bir iyilik yapın kendinize...

Bugün bir iyilik yapın kendinize...
Bir selam verin sevdiklerinize.
Yağmur damlalarıyla halleşin yahut...


Eski günlerdeki gibi masal diyarında yolculuğa çıkın şöyle bir.

Hatırlayın hayalin ne kadar uçsuz bucaksız olduğunu.

Çünkü hayal, hayatın rengidir, tadıdır, tuzudur.

 En fakiri zengin eder hayaller.
Çünkü cebi dolu, hayal dünyası boş insanlar vardır her yerde.

Kâinatta zerreyi göremeyenlerin yanında,
Zerrede kainatı görenlerden olun.

Bugün bir iyilik yapın kendinize...
Dostlarınızla güzel bir yemek paylaşın.
Tebessüm edin minik bir çocuğa.
Vedalaşın sonbahar yapraklarıyla.
...

Rabia Nazik Kaya

15 Mart 2010

büyüyünce çocuk olmak istiyorum!...

...
Ayrıntılardan bakmayı unuttuk dünyaya ve gökyüzüne. Küçük sanarak; elbet aldanarak çocukları, kuşları, çiçekleri küçük görüyoruz. Küçük diye yıldızları, kelebekleri küçük görüyoruz. Küçük görmekle kalmıyor, her küçük gördüğümüzü küçümsüyoruz üstelik. Büyük hesaplar, büyük sözler, büyük adamlar büyülüyor bizi.
 ...

Milyonlarca ayrıntı, milyonlarca kelebek, milyonlarca kuş uçuyor da gözümüzün önünden, birinin peşine düşmek gelmiyor aklımıza. “Çocuksu” diyoruz, “nahif” diyoruz "gerçek dışı" olanlara.
...

Çocuk diline dönsek/dönebilsek belki -yani belli ki- uzaklarda aradığımızı gözümüzün önünde bulacak, hayrete düşeceğiz. Hayret öncesi şaşkınlıkla belki “aaa” diyeceğiz: Aaaa...

Mümkün olsa, kendi çölümüzde, kendi dağımızda, kendi halimizde, kendi başımıza giderken, birden kendimizle karşılaşıp şaşkınlıkla “afedersin seni sen sandım” diyeceğiz. Ah, bir dönebilsek.

 ...

Bir yönelsek içimize..
Bir yürüsek badi badi..
Bir büyüsek ah!..ve
İlgilisine asıl soru şu:
Sahi aramızda büyüyünce çocuk olmak isteyen kaç kişi var?

....?

Evet , her çocuk biriciktir ve her çocuk eşsiz bir dil kullanır. Yaratılışın dili, yada "iNTAK-İ Bİ'L- HAK" dili.Yani Hakk'ın dili..

Bütün çocuklar özeldir.. ve bütün çocuklar güzeldir.

Çocuklara selam olsun !..

                      "Alişan Genç"



Foto/Fahrettin Şenkaynağı

11 Mart 2010

gül tebessümleri...


      Yazım gül, güzüm gül, kışım gül..
hayat bana sanki gül ortası..
aşım gül, işim gül, yaşım gül,
ölüm bana sanki gül sofrası..
   
          Gül masalı, gül goncası, gül sevdası,
    Güle dair ne varsa toplayın bahçeden
      Gül pembesi, gül damlası, gül duası
avuç avuç süzülsün sineden... 
n.nur


O al al yanakların,
Baygın bakışlarınla
Kaç can yaktın!
Söyler misin ?

A benim sevda çiçeğim!
Nazlı gülüm!
Bana da bir gül desem!...
Güler misin ?

                   
                       "n.nur "


                                                       foto/ hanife banu kösten

                                                         
 
 
Koklasam, okşasam... küsecekti belli;
Gülleri dalında mı seyretmeli!
Gülleri nasıl istemeli?
Bir gül bir bülbül ve hüzün içinde
Yine de güzeldir gül gülümsemeleri

Ali Hakkoymaz

foto/doğan yıldırım


 
-Güllerden vazgeçtim dikeni olur...
-Dikeni de severim... sözümü olur!



                                                  yusuf önder bahçeci                    





Ne zaman ellerimi bıraksa  düşler..
pembe bir gül soluyor yüreğimde...

   n.nur



foto/burak umut bozkurt


Güllerin de ağladığı 
bir zaman 
vardır...

***


Uzun zamandır, gülleri ihmal ettiğimin farkına vardım ve bugün de sayfamızda güller arzı endam eylesin istedim:)  bu vesileyle  de  belki sizin yüreğinize de bir parça gül tebesümleri kondurabilirim umarım... kimbilir:) 
gül sevdasıyla başladık, 
gül masalıyla devam ettik, 
gül duasıyla da bitiririz inşaallah(hayatı)...
Kainatın En Güzel Gül'ünün kokusunun üzerinize sinmesi duasıyla...


***

güllerimiz yabancı değil...gözünüz bir yerlerden ısırabilir:))

"gül masalı"ımız  ara  ara devam edecektir, bekleyiniz:))





08 Mart 2010

sular çekildi, kara(anlık) göründü...tekrar silbaştan!


"Bugün de akşam oldu, olmasa iyiydi.."(İ.Tenekeci)


***

Sular çekildi yine gün yüzünden, çekilmese iyiydi....
Açmaya niyetli çiçek, baharı bekler miydi ki?...Beklerdi....ve bekledi...
Aynı yerdeyiz şu an; ayrı tellerden çalsa da muhabbet kuşları....
Döndük dolaştık yine günlerce, bir nakaratın peşinde...
Peşimiz sıra bir sürü  yalanın, yalancının mumu...

Gönlümüzün kıyıları genişti oysa, bir rüzgara tutulmasaydı kalbimizin saundu...

***
Ben dedim siyah, sen dedin külliyen yalan...
Yalancı beyazların sonu böyle miydi?
Evet dedin ve kaybettin!
Külliyen yalan oldu şimdi, küf kokan kelimeleri bu zorlu hikayenin...

***
Dünyanın sonu vardı..."Son hikayemdir!" bu dedim,
"baştan al hayatı yaz yeniden" dedi...
"Temize çeksem sonra olmaz mı?" dedim...
Çekemedi!
ve kaybettim kör bir rüyada ellerimi...

***
Bereket versin diye diye,
bereketli günleri yakaladı bizim  antikalı(nam-ı diğer hayat).
İşleri de bu aralar tıkırındaydı...
Nazar da değmez di ki körolasıcası...Hele değdiği yerde bıraktığı  boşlukları...

"Boşlukları doldur, ama boşa alma zamanı!" dedi....
Gülüp geçtim...

***
Gül yandı!
Kimse dokunmadı ama, çünkü dokunaklı değildi ölümün...

***

Ölümün dalına kuş kondu...
Ömür biçildi...
Ömür dediğin nedir ki?
Ölümün son neşesi!
Perdeler çekildi...
Yine de çekilmedi ön(mr)ümden
yoluma küller döken umut falcısı...

***

Ah yine akşamım oldun...tutturdun onikiyi..
Biteviye sözlerin...ah o esrik gözlerin...
Bitmedi!

***

Ah karalım,
Ah akşam güneşim,
Gitmedim, gidemedim...
Pusu kurdum ışığına
beklemedeyim...

Gel hadi...





01 Mart 2010

gör/düğüm!... kör/düğüm!....


..
dünyayı,
o görkemli hastayı
 

bir rüzgar eser
 beni görmeye
 

diyerek bekledim
 

ve düşündüm ki
gözlerim kalacak benden geriye...

 "İbrahim Tenekeci "


Foto: onlar da çocuk


...

körüm ben,
aydınlığa karşı kötürüm

...

bana mı bulaştı yoksa,
 dünyanın isi...

...
 


"İbrahim Tenekeci "



Fotograf/Faik Daloğlu