29 Ekim 2011
hep bir şeyler eksik...
"Ömür yolculuğuna çıkmışız bir kere. Düşe kalka veya tahtırevanla da olsa, ilerlemeye başlamışız...O zaman bilmemiz gerekiyor ki, hayat boş değildir! Ama hayatta bir "boşluk" olduğu doğrudur!
...
Dünya hayatı, gerçekten eksiktir!
Ne kadar sevilirsen sevil, hep ihtiyacından az kalır.
Ne kadar seversen sev, karşılığını bulmaz.
Ne kadar kovalarsan kovala, hep kaçar zaman.
Ve her başarı, başarılamayan ne çok şey olduğunu hatırlatır...."
...H.Babaoğlu...
***
ve hayat galiba; boşlukları doldurduğumuzu sanırken, içimizdeki o büyük boşlukta kendimizi kaybettiğimiz hüzünlü yalnızlıklar hikayesi...
Etiketler:
grisufleler'den..,
satırarası dipnotlar
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
14 yorum:
huzun ile bas edilir sevgili derin; oysa yalnizliktir insanin iliklerini kurutan ..
hayat, senin doldurabildigin kadardir ..
lo-la;
"nereye gitsem aynı yerdeyim..."demiş nazan bekiroğlu..
aslında içimizdeki yalnızlıklardır bizi çoğaltan..
yalnızlık güzeldir ; "Güzel" ile buluşmaya talipsen eğer..
olcuye gore guzeldir diye dusunuyorum ben .. gerci hangimiz hakki ile yalniziz ki ..
lo-la;
kendi yalnızlığımızı,kendimizle aşmaktan başka çare yok gibi..
kendimizi aşmak için ise önce kendimize ulaşmamız gerekiyor sanırım..
sonuç; aradığın kendine şu an ulaşılamıyor, daha sonra tekrar dene:)...gibisinden bir muameleye maruz kalınabiliyor sonuçta..
akrobatlar gibi bir ucradan diger ucraya savrulmasak olacak da .. da ..
-- guzeldi : ) guldum.
lo la;
:)
tebessüm katmak havalandırıyor hüzünleri, iyi geliyor bazı bazı:)
tebessümlerimiz bol olsun inşallah:)
tebessümle:)
:))))
nazenihayat;
:)))
editör der ki
"hayat galiba; bazen düşmektir bazen de kalkmaktır. mühim olan kalkılan anlarda fazlaca yol katedebilmektir."
ve name-i nur der ki ;)
"hayat galiba; değer verdiğin bazı şeylerin aslında göründüğü kadar önemli olmadığını anlayabilmektir."
ama en çok bunu beğendim...
"ve hayat galiba; boşlukları doldurduğumuzu sanırken, içimizdeki o büyük boşlukta kendimizi kaybettiğimiz hüzünlü yalnızlıklar hikayesi..."
dipnot: alıntılara ağırlık verdiğini gördüm. son cümledeki gibi 'derin' cümleler istiyoruz. yoksa artık 'gri sufleler' mi alsak? mesela mayıs'ta bir "ayraç" vardı, ben onu haziran'da okumuştum. enfesti...
editör;
ve name-i nur der ki;)
"hayat galiba; bazı şeylerin değerini ancak kaybettikten sonra anlayabilmektir..."
ve yine der ki(demez olaydın;)
hayat galiba, herşeye inat; "dünya dursa da ben yine de şarkımı söylemeye devam etmeliyim" demeyi sürdürebilmektir..."
ve yine der ki(bi sussan artık;)
ve hayat galiba doğru yerde, doğru zamanda susmayı bilmektir:)
keşke demeseydin derin cümleler kur diye, olan bizim müstesna okuyucularımıza olacak,"ne diyo bu.." deyip kaçıp gidecekler sonunda, ne güzel olayı alınıtlarla götürüyorduk oysa;)
evet,"ayrac" a gelince..öylesine anlık satırlara dökülen satırlardandı. anlık yazıya dökülen duygular çoğu zaman farkına olmadan daha güzel ifade ediliyor sanırım..beğenilerinden ötürü teşekkür ederim hüseyin.. sevindim çok.."derin" değildi belki ama kendi cümlelerimdi en azından..o duygularımı istiyorum gene..ama nerdeler, nerdesiniz?..yok..yoklar..
seametle kal..
öyleyse derin üzüntü içinde o duygularını bekliyoruz..
bu arada kendi cümlelerin "derin" değil mi zaten? sen "derin" değil misin yoksa ;)
editör;
ben derin miyim, yoksa delimiyim, neyim:)
burası neresi hem, ben kimim:)
ben "derin"sem nameinur kim peki?
aklımda deli sorular..
soru çok..cevap yok;)
bugünlerde beni anlatan en güzel kelimeler
hangimizi anlatmıyor ki..
Yorum Gönder