Herkesin her şeyi anlamaya mecburiyeti olmasa da herkesin kendini anlamaya ihtiyacı var zaman zaman. Yoksa yaşam çekilmez bir hal alabilir ve insan karamsarlığa düşebilirdi. Bunun örnekleri çok var etrafımızda, yakınımızda, içimizde. Konumuz o değil gerçi.
Şöyle bir durum var ki; başkalarını anlamış gibi yapabilirsin ama kendini nasıl kandıracaksın ve kendini nasıl anlayacaksın.
Kendimizi çokca sevmek(narsizm) şımarıklık belirtisi mi, yoksa bu bir alışkanlık mı?
Popüler kültür toplumumuza yerleşti yerleşeli "kendine çok iyi bak.." ..."seni çok iyi anlıyorum"...denen saçmasapan, canımı fena halde sıkan sevmediğim içi boş iki popüler cümle türedi ve daha buna benzer bir sürü söylem. Demeyin öyle n'olur, en azından bana..
Popüler kültürü daha bir yalaka ve daha bir yalama hale getirmek için belki farkında olmadan sarfettiğimiz bir çok söylemlerimiz var. Zaten hep bu kıvam artırıcı söylemlerimiz ve felsefik yaklaşımlarımız bizi mahveden/bizi bizden uzaklaştıran. Herşey o kadar karmaşıklaştı ve cıvıklaştı ki kimse gerçeği görmek istemiyor.
Gerçekler vardır; kimi acı kimi tatlı . Ortaya karışık bir gerçek daha vardır ki o da yaşarken kıymet bilmediğimiz ve sevmeyi ve sevilmeyi beceremediğimizdir.
Ağzımızdan çıkanı kulağımız duymaz anlamaz/anlamak istemez çoğu zaman. Leyla ile Mecnun'daki İsmail Abi'nin meşhur repliği gibi hani;
"...bazen senin ağzından çıkanla kulağının duyduğunu tuttuğunu ben hiç görmedim hayatımda.."
Bizim ki de o hesap işte..
Hesap yanlış, tutmuyor..
****
13 yorum:
o zaman kendine iyi davran :)
ağzımızdan çıkanı kulağımız duymasın zaten. çünkü duyduğunda çok geç oluyor!
Etkileyici bir yazı olmuş göçebem yüreğine sağlık...teşekkürler,sevgilerimle,selamlar :)
"Kendine iyi bak"ın Sokrat'ın "kendini bil", İmam Gazzali'nin "Nefsini tanı." fehvalarınca bir anlama da sahip gibi geliyor bana. "Kendine bak, iyice bak, orada gördüklerin, oradan-bu tecrübeden çıkardıkların sana hayatındaki yanlışlıkları düzeltmek, eksiklikleri doldurmak, emredildiğin gibi dosdoğru olmak yolunda yardımcı olacak." anlamı çıkarıyorum ve biraz da böyle kullanıyorum bu cümleyi. "Hoşça bak zatına kim zübde-i alemsin sen/ Merdüm-i dide-i ekvan olan ademsin sen" diyor ya Hazreti Galib Dede, işte buna da işaret ediyor gibi geliyor. Çok zorlama bir şerh gelmiş oalbilir ama yine de söylemek istedim. Bir de Hilmi Yavuz'un Felsefe Yazıları kitabında bulunan, Şeyh Galip Sempozyumu'nda sunduğu bildiri de var -sonradan basılan sempozyum kitabında da var yazı-, bu beyit üzerinden zat-ben-kendi-nefs etrafında tartıştığı... Güzel bir yazı o da, tavsiye etmek istedim.
bar-ı kalem;
teşekkürler ali,beni rahatsız eden bir iki bir ayrıntı vardı,onları söylemek istedim sadece, beğendiğine sevindim..
selametle..
hayalhanem;
ya şımarırsa:)
beenmaya;
şu yazdıklarıma bakıyorum da benim de ağzımdan çıkanı kulağım duymamış galiba..
konuşmayacam artık, bir ki üç tıp!;))
gelibolu17;,
sağol, varol güzel dost:)
sevgi selam bizden de..
dipnot;bi göçebe daha var biliyorum, ne güzel:)
hepimiz göçebe değil miyiz nasılsa:)
enes yalçın,
aslında sizin anlattıklarınız daha doğru...ben de bir yazımda daha farklı açıdan bakmıştım bu söze...
yalnız benim itirazım bunun söyleniş tarzına..ya da şu an düşündüm de o sözü sık sık bana söyleyen kişilere de sinir olmuş olabilirim, bu da mümkün tabi:)
bir de "çok" kelimesini eklemezler mi araya..bir ukalallık seziyorum sanki o söyleyişlerinde, sanki onlar söylemese ben bakmayacam, ya da onlar söyledi diye daha mı çok sevecem kendimi...
ben bile kendi kendimi daha anlayamamışken karşıdaki beni nasıl çok iyi anlıyor merak ediyorum bir de bu var..
yalnız gördüğüm kadarıyla bu söz yazının önüne geçmiş..
bu güzel yorumunuz ve farklı bakış açınız için teşekkür ederim,sözlerinizi dikkate alacam ayrıca..
selametle...
Ben sadece bir şerh koymak istemiştim, yoksa meramınızı anladım. Benimki kendimi de "onlar" gibi sanılmaktan kurtarmaya yönelik bir savunma belki de:)
"sanki onlar söylemese ben bakmayacam, ya da onlar söyledi diye daha mı çok sevecem kendimi..." diyorsunuz ya, eğer onlar "kendine iyi bak" demese kendime iyi bakmayacağım ve şimdiye kadar mundar gitmiş olacağım insanlar var.
"ben bile kendi kendimi daha anlayamamışken karşıdaki beni nasıl çok iyi anlıyor (...)". Bizi bizden iyi anlayanlar da olabilir-olur. Ama tabi bunu da anlarız. Yani sizin hislerinizi doğru, ortalıkta kullanıldığı şekliyle bu iki cümle de fazlasıyla vıcık vıcık hale getirilmiş durumda.
Sonuç: Böyle muhalif görünsem de esasen tam bir "katılıyorum insanı" potasniyelim de var :)
enes yalçın;
en azından kıyısından köşesinden katılıyor olmanız bile beni sevindirdi, teşekkür ederim:)
aslında söyleyenden söyleyene de fark var sanırsam..hiç sevmediğimiz bir sözü, çok sevdiğimiz biri veya bir dostumuz bize söylese heralde daha farklı bakardık olaya..daha olumlu düşünebilirdik..o da olabilir....
dediğiniz gibi bazı güzel şeyleri bile böyle bir magazinleştirme, bir popüleritesini artırma çabamız var..kırılıyorum bazı insanlara o nedenle..kelimelerin cümlenin ne suçu var, öyle ya...
sonuç: güzel bakmak gerekir bazen de:)
"Hüsn-i Zan farzdır!" dediydi Ömer Tuğrul İnançer.
Kelimeler ve cümleler kötü yola düşürülüyorlar, ticaret metaı haline getiriliyorlar, tanınmayacak hale getiriliyorlar; suçlusu ise işte o dediğiniz "bazı insanlar". İnşallah akıllanırlar!
"şu yazdıklarıma bakıyorum da benim de ağzımdan çıkanı kulağım duymamış galiba.. konuşmayacam artık, bir ki üç tıp!"
yorumun başta olmak üzere tüm yorumlarına bakınca yazıdan bir pişmanlık, yazıda eksiklikler olduğunu düşünme gibi düşünceler sezdim. bundan dolayı 'acemice' oyu kullandığımı itiraf ediyorum. :))
enes yalçın;
inşaallah diyelim biz de..kötü kelime yoktur, kelimeleri kötü emellerine alet edenler vardır..diyerekten bu konuyu bir hüsnü zanna bağlayalım dilerseniz..
editör;
ben de diyorum kim bu acemiliğimi yüzüme vuran....
editörlüğümü konuşturdum diyorsun yani..öyle olsun, peki..
teşekkürler o halde güzel konuşturmuşsun editörlüğünü...
selametle..
*****
dipnot:cümlelelerin sonuna gülümseyen yüzler koymak isterdim lakin bugün böyle olsması gerekiyordu...acıdan göz gözü görmüyorken nasıl gülebiliriz ki bugün...bugün yer gök acı...toprak hüzünlü...anaların yüreği yaslı..
nur içinde yatsın yiğitler...rabbim şehitlerimizin kabirlerini cennet bahçesine çevirsin inşaallah. ailelerine de Allah sabır versin..ne diyeyim,sözün bittiği yerdeyiz..
öyle olsun, peki.. demeni alınganlık değil latife olarak algılıyorum. niyetim ahkam kesmek değil, görüş belirtmek. yanlış anlaşılmadım umarım... ayrıca editörlük uzman olduğum bir konu değil...
editör;
estğ..yok yok sevgili kardeşim sen rahat ol, dediğin gibi hepsi latifeydi...
acemi şakası da ancak bu kadar algılanırdı zaten,haklısın:)
gazetene de arada sırada uğramaya çalışıyorum..güzel işler yapıyorsunuz gerçekten de...uzun soluklu olur inşaallah:)
kolay gelsin:)
yine de siz siz olun "kendine çok iyi bak..".."seni çok iyi anlıyorum.." falan gibi cümleleri kullanmayın zat-ı acemi yazarınıza olur mu:)
hani söyliyim dedim bunu da:)
o değil de yakında tüm yorumların sonu "kendine çok iyi bak..."la biterse hiç şaşırmayacam:)
Yorum Gönder