Gördüğünü gösteren ayna, mukabil vasfında...
Gördüğünü gösteren kalp ise şahit makamında...
...
Hayat dağılır, muhit dağılır, tabiat dağılır.
Söz dağılır, yazı dağılır, ses dağılır.
Suret dağılır. Siret dağılır.
Dağılan kalptir aslında vahdet ve talep makamında.
Aynadan beklediğimiz, söz. Aynaya verdiğimiz, söz.
Ya ayna kırılmışsa ?
Kırık aynanın lisanı, hali kadardır.
Söz yok. Lisan-ı hal. O kadar.
Hüznün sularında kırılan ayna kendisinden başka ne gösterebilir ki ?
...
İstiridyeyi kırmazsan inci çıkaramazsın !
İstiridye kimin ?
Denizin...
Ya deniz ?
Susalım ...!
Su ve ateş arasındaki ilişki.
Arınmayı bu dünyada su sağlıyor,
öbür dünyada ateş...
Bir bardak suda okyanus saklıdır çünkü kalbinde gözü olana...
Ve dahi bir bardak suda fırtına koparır kalp gözü kapalı olan...
Söz, muktedir çekim. İktidar kipi.
Asıl sözlerim diye/bilemediklerimde miydi ?
Öteyi de işaret eden söz hali de. Elif, Lam ve He ile "Allah" da yazılıyor "lale" de. Söz sözün de içinde. Sözün içine girki öteye geçesin. Hali bilesin.
Sözü bilmeden hal, hal olmaz. Hale girmeden kelam kemal bulmaz.
...
Denizimin üzerinden zamansız bir rüzgar geçebilir.
Denizimin üzerinden geçen rüzgar gemimi batırabilir.
Tellerime vuran mızrap sazımı kırabilir.
Yerinde olmayabilir yaz, bahar vaad ettiği mevsimde gelmeyebilir.
Nisanda papatya, mayısta gül açmayabilir
Bir daha öyle olmayabilir.
Hasılı hiç emniyette değilim...
Nazan Bekiroğlu'nun (Mor Mürekkep ) adlı kitabının satır aralarında gönlüme takılanlardı...
***
Bu post daha önce(28 Ocak 2008) tarihli eski blogcu sayfamda yayınladığım bir postdu.....Resimleri de değiştirmeden bugün buraya aynen alıntıladım.....Zaman ne de çabuk geçmiş yahu, nerdeen nereyee:( Resimler de hep mora çalıyor nedense:) Sanırım kitabın ismi "Mor Mürekkep"miş ya o yüzden olsa gerek; bu renkleri seçmişim hep...İlginç:)